Vefalı Torunlar, Şehit Atalarını Andı
Çanakkale Destanını Yüreğimizde Yaşadık
Çankırı Belediyesi, 18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin 98. yıldönümü ve Şehitleri Anma Haftası vesilesi ile düzenlediği programla Çanakkale Zaferi’ni kutlarken 250 binden fazla şehidini de andı.
Hoca Osman Uslu tarafından okunan Kur’an-ı Kerim tilaveti ile başlayan program, Belediye Çocuk Korosu’nun seslendirdiği Çanakkale Türküleri ile devam etti. Çok sayıda kişinin katıldığı programda Beyza Kılıç tarafından okunan İstiklal Marşı büyük ilgi gördü. Çanakkale destanının anlatıldığı geceye, o günlerin anısına okunan şiirler ve belediye Müzik Ekibi’nin çalıp söylediği türküler damgasını vurdu. Çocukların ezbere okuduğu Çanakkale şiirleri, konuklarda duygulu anlar yaşattı. Kınalı kuzu hikâyesi ve Seyit Onbaşı’nın 275 kg’lık top mermilerini sırtlayarak top kundağına yerleştirmesinin temsilen anlatıldığı programı izleyenler, Çanakkale destanını yeniden yüreklerinde yaşadılar. Daha sonra Hoca Osman Uslu tarafından okunan kasidenin ardından başta Çanakkale şehitleri olmak üzere tüm şehitlerin ruhuna dua okundu.
Program sonunda kısa bir konuşma yapan Belediye Başkanı İrfan Dinç, Türk Milletinin cihanın gözünü kamaştıran bir destan yazdığına işaret ederek “ Çanakkale, tarihimizin en hüzünlü ve bir o kadar da en görkemli destanlarındandır. Yokluk içindeki milletimizin destansı mücadelesinin adıdır Çanakkale! Silahlı mücadelesi kadar insanlık örneği ile de tüm dünyaya parmak ısırtan bir destandır. İnsanlık tarihine işlenen bu altın sayfada; onlar, geri dönmeyi asla düşünmediler!” diye konuştu.
250 bin vatan evladı Mehmetçiğin şehit olurken, ülkenin her tarafının cephe haline getirildiğini belirten Başkan Dinç, Dr. Rıfkı Kamil Urga Çankırı Araştırmaları Merkezinde bulunan ve o dönem genç kızların askerlere ördüğü çorapların kaydının tutulduğu belgeyi örnek gösterdi.
Çanakkale’deki yüksek ruhun anlamına değinen Dinç “Diyarbakırlı Hasan ile Çankırılı Hüseyin’in yan yana yattığını görürsünüz. El birliğiyle inanarak savaştılar. İşte Çanakkale ruhu bu! Bu ruhu doğru anlamlandırdığımızda hiç kimsenin karşımızda durması mümkün değil. En büyük nimet, en büyük paye budur. Mukaddes vatanımız için canlarını çekinmeden feda eden ölümsüz şehitlerimizi minnet ve rahmetle anıyorum.” diyerek Mehmet Akif Ersoy’un “Şehit oğlu şehit isteme benden makber, Sana aguşunu açmış duruyor Peygamber!” dizeleriyle konuşmasını bitirdi.
