Başkan Dinç, “Başkanlar” Programında

Geri

Başkan Dinç, “Başkanlar” Programında

1 Ağustos 2012

Belediye Başkanları Birliği Komisyon Başkanı Süleyman Kaldırım’ın da katıldığı programda Başkan İrfan Dinç, hem yaptığı çalışmalarla örnek bir başkan olarak hem de Belediye Başkanları Birliği Başkan Yardımcısı olarak yer aldı.

Belediyeciliğin içindeki kavramların irdelendiği programda; sosyal belediyecilik ve bunun vücut bulduğu sosyal yatırımların yanı sıra, belediye başkanlarının halkla en çok buluştuğu Ramazan ayında ne gibi etkinlikler yapıldığı ve bu etkinliklerle neyin amaçlandığı konuları da konuşuldu.

Soruları yanıtlamadan önce, dünyanın dört bir yanında acı coğrafyasına dönüşen İslam dünyasının acılarının dinmesi temennisinde bulunan Başkan Dinç, sosyal belediyecilik konularına açıklık getirdi. “ Sosyal belediyecilik denilince insanlarda farklı bir algı oluşuyor. Yardım paketleri, paketler için sıraya giren insanlar vs. Bu işin son kısmı, cüzi kısmı. Sosyal belediyecilik bambaşka bir şey. İnsanlarımızın kaynaşması, sosyalleşmesi, niteliklerinin arttırılması, standartlarının yükseltilmesi adına daha çok şeyler yapmalıyız. Bana göre; her hangi bir okula, öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin ihtiyaçları ile ilgili yapacağımız katkı, yoldaki çukurun doldurulmasından daha önemli. Sosyal belediyecilik anlayışı gereği özellikle ihtiyaç sahiplerinin doğru tespit edilmesi de bizim için önemli bir konu. Bu iş için, belediyemiz bünyesinde faaliyet gösteren Kadın Eğitim ve Kültür Merkezi, Kadın İstihdam Merkezi ve Hanımlar Lokali’nde özveriyle çalışan kadınlarımız, evlere tek tek giderek alan taraması yapmaktadırlar. Mahalle muhtarları ve mahallelerin önde gelenlerinin de yardımıyla,  toplam ihtiyaç sahibi ve ihtiyaç duydukları konuların haritası çıkarıldı.” diye konuştu.

“İşte Sosyal Belediyecilik Bu”

Sıcak bir sohbet havasında geçen programda Çankırı Belediyesi’nin Ramazan ayına nasıl hazırlandığı sorusuna, Ramazan ayını büyük bir fırsat olarak gördüğüne değinen Başkan Dinç “ Ramazan bolluk, bereket, kalplerin yumuşaması, manevi iklimin doruğa ulaşması, kaynaşma, paylaşma, dayanışma, arınma demek. Bizim bu fırsatı iyi değerlendirmemiz lazım. Eski Ramazanları gerçekten çok özlüyoruz. Çankırı’da eski Ramazanların en önemli ritüeli top patlamasıydı. Ezan sesleri her yerden duyulamıyordu. Kalenin altından atılan topun sesi ile insanlar iftarlarını açarlardı. Evin küçük çocukları olarak biz, avlunun dışına çıkar topu gözlerdik. Top patlayınca hemen ailemize haber verirdik, acayip bir sevinçti bu. Biz şimdi ses bombası ile topun vazifesini yerine getirmeye çalışıyoruz ama onu tutmaz tabi. Önce iftariyelikler yenilir, topluca akşam namazları kılınır, arkasından yemekler yenilirdi. Çankırı’nın takım yemeği vardır. Misafirlere özellikle takım yemeği ikram edilir. Biz de tarhana çorbası sofraların vazgeçilmezidir. Tarhanasız oruç eksik kalır. Mantı, güveç, pilav, sarma, yumurta tatlısı ve arkasından da bamya gelir. Topluca teravihe gidilir, toplu gitmenin keyfi de ayrıdır. Sahurda evin annesi hamur mayalar. Kalk anlamında davul çalınırdı. Bir de ağzın yıkanması, bağlanması için top atılırdı sahurda. Sahurun vazgeçilmezi de; yağlı ekmek ve kızılcık ekşisidir. İşte böyle güzel adetler vardı. Biz de şunu yapmaya çalışıyoruz; çocuklarımıza, büyüdüklerinde kendi çocuklarına anlatacakları Ramazanlar sunuyoruz. Küçücük masum çocuklarımız bilmediğimiz başka kültürlerin çizgi filmleri yerine bizim kültürümüzün karakterleri ile büyüsünler istiyoruz. Keloğlanımız, Hacivat ve Karagözümüz, Meddahımız, Kavuklu ile Pişekarımız, İbişimiz var. Ramazan programına özellikle bu yıl çok ciddi hazırlandık, en önemlisi de kendi çocuklarımızla hazırlandık. Özel bir firmaya vermedik. Merkezde bir sokağı kapatarak yapıyoruz. İnsanlar gece geç saatlere kadar Ramazan Sokağında dolaşıyorlar. Kendi kültürlerinin insanlarını tanıyorlar. Biz bunu öğretmek zorundayız. Çocuklarımıza macun, pamuk şekeri ve şerbet dağıtıyoruz. Sokağımız baştan sona rengarenk. İnsanların orda mutlu olduğunu, kaynaştığını görünce bütün yorgunluğunuz gidiyor. İşte sosyal belediyecilik bu. Bu anlayışın temelinde; insanların güçlü iletişim kurmalarının sağlanması yatıyor. Daha önce yan yana gelmemiş insanlar bir araya geliyorlar. Biz Çankırı Belediyesi olarak sadece Ramazan eğlencelerinde değil iftarlarda da farklı bir uygulama başlattık. Çadır uygulamasını kaldırarak mahalle iftarları uygulamasına geçtik. Buradaki amaç aynı alanda yer alan mahallelileri bir iftar sofrasında bir araya getirmek. Zengini, fakiri, amiri, memuru aynı sofada buluşturmaktı amacımız, buna da ulaştık. Çok olumlu tepkiler aldık. Yaz kurslarına gelen üniversite öğrencilerimiz var. Onların mahalle iftarlarını takip etme şansları yok. Biz de öğrencilerimiz için, Üniversite Rektörlüğü bahçesine iftar sofraları kurduk. Ramazan başlamadan camilerimizi tekrar temizledik,  cami halılarını yıkadık. İyi niyet anlamında bu fırsatı kullanmak önemli.” dedi.